Hep aynı konuları konuşmak, hep aynı mevzuları masaya serip, enine boyuna tartışmak, ölçmek, aslında asla mümkün olmayan kesin varış noktası için bir yol haritası çıkarmak uğruna hesap yapmak yormadı mı Seni ?
Bıktırmadı mı Ruhunu, sıkıştırmıyor mu kalbini ?
Benimki sıkıştı çünkü, sıkışıyor her beyhude denemede… Kendi sesimi duymak yoruyor bazen. Aynı korkuları yaşamak, aynı yersiz vesveseleri canlı tutmak, ayna gibi yüzümü, yüreğimi yansıtan endişeleri birgün hatta bir an daha tecrübelemek.
Sanki hep aynı insanlar, ve aynı mekanlar veya bambaşka kişiler ve bambaşka ortamlar. Ancak hepsi aynı, farklının benzeri, benzerin ise farkları aslında o kadar az ki bahsetmeye değmez. Peki ya Sen ? Sen hala aynı mısın, yoksa aslında bambaşka mı ?
Değişmeyen tek bir dinamik var bildiğim, senelerdir tek hakikat olduğunu özümsediğim. O da ‘Sahip olduğun HERŞEY eninde sonunda Sana sahip oluyor.”
Elde etmenin telaşı & heyecanı, kaybetmenin korkusunun yanında çok soluk kalıyor bir süre sonra.
Ya bugün ya da Yarın - ancak elbette bir gün…
Yeterli olan yetmez, hep daha fazlasını ister insan. Yetersiz kalana da zaten en baştan tahammül edemez.
Dün’ün yepyeni olanı, heyecan vereni Bugün’ünün alışılmışı olur bir anda, ne zaman oldu söylemezsin bile.
Sen eksik kalırsın bu arada, hep geride beklersin usulca, yakınırsın sessizce ancak asla haraket edemezsin… Bilemezsin ne için beklediğini, kim için ? Senin için, kendi iyi olma halin için olmadığı aşikardır aslında.
O zaman neden vazgeçmiyorsun bu sefer hikayenden ? Kendinden vazgeçeceğine her gün, miladı dolmuş hikayeni bıraksan geride bu sefer.
Bu sefer de An’a sarılmayı denesen, kucaklasan O’nu & tabii ki bir de Sonsuz Sevgiyi.
ความคิดเห็น